Ne Aramıştınız ?
A+ A-
Türk Sanatı ve Arkeolojisi Yazıları
Türk Sanatı ve Arkeolojisi Yazıları Remzi Oğuz Arık
  • Seri: Tarih
  • Ebat: 16,5 x 23,5 cm
  • Sayfa Sayısı:1027
  • ISBN:978-975-995-823-7
  • Basım Yılı:Ekim 2017
  • Hazırlayan:Ezel Erverdi,M. İhsan Kara

Remzi Oğuz Arık, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöktüğü bir dönemde birçok zorluğu yaşayarak devam ettiği eğitim hayatını 1926’da devletin açtığı imtihanı kazanarak “arkeoloji” ve “sanat tarihi” dallarında ihtisas yapmak üzere Fransa’ya gider. Bildiğimize göre Maarif Vekâletinin bu dalda tahsil için Avrupa’ya gönderdiği ilk Türk’tür. Sorbonne Üniversitesi’nde sanat tarihi, Louvre Arkeoloji Enstitüsü’nde arkeoloji tahsil etmiş̧, Yasayan Şark Dilleri Mektebi’nin son sınıfına kadar Arapça okumuştur.

1931 yılında Paris’teki tahsilini tamamlayarak yurda döner. Önce İstanbul Arkeoloji Müzesine bağlı arkeoloji uzman yardımcılığına, daha sonra da arkeoloji uzmanlığına getirilir, Yalova’da yapılan bir arkeolojik kazıyı idare eder. 1932 yılında Alişar’da Amerikalılar tarafından yapılan kazılara devlet komiseri olarak katılır. Alişar kazısı Anadolu’da gerçekleştirilen ilk sistematik kazı olmasıyla ayrı bir öneme sahiptir. Göllüdağ, Karalar, Çanakkale/Truva, Alacahöyük, Çankırıkapı, Karaoğlan, Hacılar, Konya Alaattintepe ve Ankara Bitik kendisinin emek verdiği kazılardan birkaçıdır. Prof. Ernest Dietz’in yerine atanmak istenince kabul etmemiş, Prof. Fuat Köprülü’nün verdiği “Kültür ve Medeniyet” dersini vermesi isteğini de ona hürmeten reddetmiştir.

Manisa ve Kayseri müzelerini kurmuş, Hatay ve İzmit müzelerinin tanziminde çalışmıştır. Koltuklardan kaçarcasına Anadolu’nun kırlarında höyüklerinde geçirdiği, uzmanlık sahasındaki çalışma ve başarılarını yabancı meslek arkadaşları bize gösterir. 1939 yılında DTCF arkeoloji profesör vekilliğine, daha sonra profesörlüğüne tayin edilmiş. 1943’te Ankara Arkeoloji Etnografya Müzesi müdürlüğüne getirilmiştir. Aynı yıl Ankara İlahiyat Fakültesi’nde İslâm sanatları tarihi bölümünü kurar ve Devlet Tiyatroları Edebi Heyet başkanlığına getirilir.

Remzi Oğuz Bey’in bu ciltte topladığımız yazılarında, hem arkeoloji alanında yaptığı kazılar ve çalışmaları bir arada görüyor hem de bir sanat tarihi uzmanının dikkati ile yazdığı Türk sanatına ait yazılarla dönemine tuttuğu ışığa şahit oluyoruz